17 Eylül 2011 Cumartesi

HOPA - SARP SINIRI - MENÇUNA ŞELALESİ - İSTANBUL

07 Eylül 2011 Çarşamba Kahvaltıdan sonra Hopaya gelirken patlayan iç lastiğimi yamayıp bisikletime taktım. Benimde böyle bir takıntım var. Yolda patlayan lastiğimi akşam konaklayacağımız yerde onarıp tekrar bisikletime takıp yedekte sağlam lastik taşırım. Sırt çantama alet edevat ve yedek iç lastiğimi koyup bagajıma bağladım. Bu gün önce Hopaya 18 km uzaktaki Sarp sınır kapısına gitmeyi hedefliyoruz. Sonra geri dönüp Arhaviye gideceğiz ve oradan Mençura Şelalesine gideceğiz. Mençura Şelalesinin varlığını ilk kez sevgili dostum Emin Oğuzun Adım adım Karadeniz turunda çektiği fotoğraflardan öğrendim. Bu arada Sarptan dönerken önünden geçeceğimiz Hopa Limanındaki Havaş’a uğrayıp uçuş işlemlerimiz için ne zaman orada olmamız gerektiğini soracağız. Günlerdir yağan yağmurdan sonra güzel bir havada pedallarımıza yüklendik.

16 Eylül 2011 Cuma

TRANS KAÇKAR 9. GÜN AYDER - HOPA

04 Eylül 2011 Pazar Bildiğiniz gibi dün Aydere inerek transı gerçekleştirdik ama bundan sonraki günlerde bu tur kapsamında olduğundan başlığı Trans Kaçkar olarak devam ettireceğim. Sabah uyandığımda gökyüzü pırıl pırıldı ve 2 gün sonra güneşin yüzünü yeniden görüyordum. Dün tur planımızda değişiklik yaparak Zilkale, Mençuna şelalesi, Borçka ve Karagölü programdan çıkarmıştım. Güneşi görünce eğer hava böyle olursa en azından Zilkaleye gideriz diye düşündüm. Kahvaltımızı yaptıktan sonra acele etmeden giyinmeye ve hazırlanmaya başladık. Günlerdir devam eden sis yine dağların tepelerini kapladı. Telefonumdaki hava durumu programı Ayder i 11:00 de yağmur yağmayacak diye gösteriyordu. Hazırlıklardan sonra dışarı çıkıp bisikletlerimizi yükledik. Ardeşende tur planımızdaki değişiklik nedeni ile Erhan bizden ayrılıp Rize’ye gidecek. Uğurla ben ise Hopaya gidip uçak günümüzü bekleyeceğiz. Kuşpuninin önünde arkadaşlarımla tur konusundaki görüşlerini öğrenmek için birer röportaj yaptım. Önce Erhanın görüşleri.

14 Eylül 2011 Çarşamba

TRANS KAÇKAR 8. GÜN YUKARI ÇAYMAKÇUR - AYDER

3 Eylül 2011 Cumartesi Saat 05:30 her zaman olduğu gibi yine ilk ben uyandım. Hemen kalkıp giyindim. Dışarısını merak ediyorum. Gece Uğurla dışarı çıktığımızda gökyüzü pırıl pırıldı. İnşallah hava yine öyle olurda çevremizi görerek keyifle ineriz diye düşündüm. Dışarı çıktığımda hava parçalı bulutluydu ve buna çoktan razıydık. Karşı vadiye sis çökmüştü. Şimdiye kadar hep fotoğraflarda gördüğüm durumla karşı karşıyaydım ve bende bu durumu fotoğraflayabilecektim. Bundan sonra buradaki insanların deyimiyle duman diyeceğim sise.

TRANS KAÇKAR 7. GÜN DÖBEDÜZÜ - YUKARI ÇAYMAKÇUR

02 Eylül 2011 Cuma Sabah 05:45 te kalktım. Bu gün en çok merak ettiğim ve en çok çekindiğim parkuru geçmeyi deneyeceğiz.Amacımız Naletleme geçidini aşıp Karadeniz gölüne ulaşıp kamp yapmak ve yarında Yukarı Kavrun üzerinden Aydere ulaşmak. Dışarı çıktığımda arkadaşlarım uyuyorlardı.

13 Eylül 2011 Salı

TRANS KAÇKAR 6. GÜN DİLBERDÜZÜ DÖBEDÜZÜ

01 Eylül 2011 Perşembe Gece dışarıdan gelen seslerle uyandım. Dün gelen gurup zirveye çıkmak için kalkıyordu. Ayak sesleri, konuşmalar, uyanın diye bağırışlar gırla gidiyordu. Saat 03:30 suları olmalıydı. Bir ara son beş dakika diye bir bağırış duydum, birisi bir dakika beni de bekleyin diye bağırdı. Herhalde tuvaletini yapıyordu açık havada. Dün dereden gelen suyun azalması ile tuvalette sular kesildiğinden kullanılamaz hale geldi. Bir süre sonra kamp yeniden sessizliğe büründü. Bu gün gideceğimiz yolun Olgunlara kadar olan kısmını bildiğimden sabah kalkmak için acele etmedim. Bizlerden başka kampta kimse yoktur diye düşündüm. Dışarıdan sesler gelmeye başlayınca kalkıp çadırdan dışarı çıktım. Bakın Mehmet bu anı nasıl görüntülemiş.

TRANS KAÇKAR 5. GÜN KAÇKARIN ZİRVESİNE VAR MISINIZ?

31 Ağustos 2011 Çarşamba Gece boyunca aralıklı olarak uyudum. Kafamda bir sürü soru işareti var. Akşamüstü başlayan bulutlanma yarınki çıkışımızı etkiler mi? Acaba dolu veya yağmur nedeniyle zirveye çıkmak için burada birkaç gün beklemek zorunda kalır mıyız? Bu düşünceler kafamı kurcalıyor. Ya hava puslu veya sisli olupta zirveye çıkmamıza rağmen bir şey göremeden dönmek zorunda kalırsak. Bu düşüncelerin yarattığı rahatsızlıktan olsa gerek sık, sık uyandım. Bir ara çadırın sallanması ile uyandığımda dışarıda şiddetli rüzgar olduğunu fark ettim. Şiddetli rüzgarda, yağışta ve siste yola çıkmayın diye uyarılar okumuştum tamam dedim bu iş bu gün olmayacak. Çokta üşüyorum uyku tulumumun içinde. Hepsi bir araya gelince konsantrasyonum kayboldu. Nasılsa gidilmez yat uyu duygusu ağır basmaya başladı. Bir süre sonra dışarıdan gelen gürültülerle yeniden uyandım. Uykudan kalkanlar vardı. Bir süre aldırmadan yatmayı denedim. Selman kaldırmazsa yatar uyurum dedim kendi kendime. Gürültü devam edince dışarıdakilerin gitme konusunda istekli olduklarını anladım ve kalkıp çadırımın kapısını araladım. Dışarısı tahminimden sıcak geldi bana. Kamp fazla kalabalık değildi zaten. Selmanlar üç kişi, İsrailliler iki kişi, biz üç kişi, rehberler iki kişi ve sabah Şenyuva pansiyonda karşılaştığımız aile üç kişi olmak üzere toplam on üç kişiydik. Selmanlarda hareketlilik vardı. Saat 03:20 yi gösteriyordu. Başımı gökyüzüne kaldırdığımda pırıl, pırıl gökyüzü ile karşılaştım. Çocukluğumdan beri yıldızları bu kadar parlak görmemiştim. Kuzey yıldızı bir başka parlıyor burada. Küçükayı, büyük ayı yıldızları küçüklü büyüklü pek çok yıldız çapkınca göz kırpıyorlardı bana. Bende onları selamladım merhaba diyerek. Samanyolu adeta bir ışık bulutu gibiydi gökyüzünde.

12 Eylül 2011 Pazartesi

TRANS KAÇKAR 4. GÜN YAYLALAR - DİLBERDÜZÜ

30 Ağustos 2011 Salı Rahat bir uykunun ardından sabah uyandık. Bu gün bayram ve ben bisiklete merak sardığımdan beri son üç bayramı evimden uzakta geçiriyorum.

11 Eylül 2011 Pazar

TRANS KAÇKAR 3. GÜN YUSUFELİ - YAYLALAR

29 Ağustos 2011 Pazartesi Sabah 05:30 gibi uyanıp 05:45 te çadırdan dışarı çıktım. Gece yağan çiğ nedeniyle çadır ıslanmış. Uğur, Erhan ve karşımızda çadır kuran İsviçreli aile henüz uyuyorlar. Aslında Yusufeli uyuyor. Etraf sakin, sessiz.

10 Eylül 2011 Cumartesi

TRANS KAÇKAR 2. GÜN ERZURUM - YUSUFELİ

28 Ağustos 2011 Pazar Sabah kalkmak için saatimi 05:00 e kurmuştum. Uğurun tıkırtısı ile uyanıp saatime baktım 05:20 idi. Uğur’un dediğine göre saatim çalmış ama ben duymamışım, sivrisinek vızıltısından az ses çıkarıp bir iki tıngırdadıktan sonra pes edip duran alarm sesiyle uyanmam mümkün değildi zaten. Kalkıp yüzümü yıkayıp giyindim. Eşyalarım zaten bisiklete bağlıydı. Erhan’ın oda kapısını tıklattım ses gelmedi. Açtım oda boştu. Açık pencereden giren hafif esinti tülü içeri doğru dalgalandırıyordu. Lobiye indiğimde Erhan’ın hazır olduğunu gördüm. Bir takım insanlar kanepelerin üzerinde uyuyorlardı. Böyleleri için bizim orada ayakta uyuyup otel parası veriyor denir. Uyuyanlardan birisi uyandı, gececi resepsiyon görevlisiymiş. Bisikletlerimizi dışarı çıkarıp kendisinden fotoğrafımızı çekmesini rica ettik. Hava soğuktu.

9 Eylül 2011 Cuma

TRANS KAÇKAR 1. GÜN İSTANBUL - ERZURUM

27 Ağustos 2011 Cumartesi
Bisiklet ile Trans Kaçkar turuna başlamak için nihayet uzun zamandır beklediğimiz gün geldi. Bu turun programını hazırlarken öncelikle bu konudaki en kapsamlı eser olan The Kaçkardan yararlandım. Dünya doğaseverlerine böylesine önemli bir eseri hediye ettiği için Bayan Kate Clow’a teşekkür ederim.

KAÇKAR'IN ARDINDAN

Sevgili dostlar, Nihayet uzun bir aradan sonra bir hayalimi daha gerçekleştirdim. Hazırladığım programa uygun olarak turumuzu gerçekleştirdik. Tur çok mu zordu derseniz. Zorluk görecelidir ve bizlere göre gerçekten çok zordu ama asla bizi pes ettiremedi. Bu turda pek çok yeri ilk kez gördük, pek çok yeni insanla tanışıp dostluklar kurduk. Bazen çok komik durumlara düştük, bazense güleriz ağlanacak halimize durumları ortaya çıktı. İnsanlarda hayret uyandırıp ilgi ve saygı gördük. Şimdiye kadar eğlenmediğimiz kadar eğlendik. Gelmekten vazgeçen arkadaşlarımız hiç üzülmesinler. Onlarında kulaklarını çınlatmayı ihmal etmedik ve aldıkları kararın gerek onlar için gerekse bizim için en iyisi olduğuna karar verdik. Trans Kaçkar sunumunda bol fotoğraf ve video kullanacağım. Bundaki amacım biz şöyle tırmanırız, böyle atlarız, şöyle hoplarız, en büyük ve en güçlü biziz demek değildir. Bu tura hazırlanırken çok araştırma yaptım ve maalesef anlatımın bol ama fotoğrafın ise az olduğunu gördüm. Bu yazı dizisini bol görselli bir belgesel ve rehber kaynak olarak hazırlamak,. daha sonra ister bisiklet ile isterse sırt çantalarını alıp gitmek isteyenlere yardımcı olmak istiyorum. Bu tur sonunda nacizane önerim bu işten keyif almak istiyorsanız sırt çantanızla yola çıkmanız yolundadır. Bisikletle Trans Kaçkar fanteziden öteye bir şey ifade etmiyor. Eğer mutlaka geçeceğim diyorsanız da bizim gibi 20-25 kg yükle değil, bir sırt çantası işle bu işe kalkışın. Birde Karadenize özelliklede Kaçkara gidiyorsanız mutlaka telefon hattınız Turkcell olsun. Yolda bizlerle tanışıp güler yüzlerini, selamlarını, ikramlarını eksik etmeyen, telefonla arayıp soran, arayıp ulaşamayan tüm dostlarımıza, bizi havaalanına kadar götüren sevgili Erdal'a, çektiği videoları paylaşarak fikir sahibi olmamda yardımcı olan Avni İnceler'e, yazdığı ayrıntılı The Kaçkar kitabı ile turu şekillendirmeme ve planlamama yardımcı olan Kate Clow'a, yüksek irtifada ve zor şartlarda adrenalinleri tavan yaptığında bile önceden yaptığım o anda tartışmayın önerisine uyup h,çbir sorun çıkarmadan güle oynaya bu turu sağ salim bitirmemizi sağlayan değerli yol arkadaşlarım sevgili Uğur'a ile sevgili Erhan'a, durumumuz hakkında ulaşabildiği her yerde durumumuzu sorup öğrenen ulaşamadığı yerlerde ise benim kendisini arayıp durumumuz hakkında verdiğim bilgileri sizlerle paylaşıp adeta basın sözcümüz gibi çalışan sevgili dostum Emin Oğuz'a ve bu turu ilgi gösterip izleyen herkese çok teşekkür ederim. Arkadaşlarımın böylesine zor bir turda gösterdiği sağ duyu ve uyumun düz yolda çıktıkları turun daha ilk gününde sudan sebeplerle maraza çıkarıp birbirlerinden ayrılan turculara örnek olmasını dilerim. Artık bu ilginç turu sizlere gün, gün izletmeye başlayabilirim.